بسم الله الرحمن الرحيم
Sözler ancak Adil, Kahhar, Vedûd ve Rahman olan Allah için olunca anlam ve değer kazanır. Hamd, Allah-u Teala; salat-u selam; ebed müddet rehberimiz Hz. Muhammed (sav) içindir.
Kur’an-ı Kerim, “And olsun ki, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için (Muhammed) Resulullah güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 21.) ayetiyle imanında samimi, inancında sağlam ve dürüst, amelinde ihlaslı, İslam’ın bilincinde olan her Müslüman için örnek, önder ve başöğretmenin ancak Hz. Muhammed (sav) olduğunu bildirir. Nebi, vahyin yol göstericiliğinde “örnek insan” nasıl oluru yaşantısıyla göstermiş ve bunu tarihin tanıklığında insanlığa diri bir miras olarak bırakmıştır. Aksini düşünenlerin hali ise güneşe gözlerini kapayan bedbaht ve hakikat körlerinin hali gibidir!
Mevlid-i Nebi ile Hz. Peygamber’i anlama-yaşama yolundaki her samimi adım; iman bilincinin takviye edilmesine, Peygamber sevgisinin ihyasına, Siyer’in tazelenmesine ve aşıladığı ahlakla yardımlaşma ve paylaşma ruhunu güçlendirmeye değer bir işlev üstlenmelidir. Bu bağlamda Mevlid-i Nebi, şekilsel bir kutlamadan ziyade, Hz. Peygamber’in rehberliğini bugüne taşıma, hayatına ve sünnetine sarılmadır. Buradan hareketle Müslüman fertler; bulundukları yerlerde mevlidi canlı tutmalı, bu mübarek etkinliği unutan-farkında olmayanları yapacakları dokunuşlarla bilinçlendirmelidir. Tüm İslami Camialar, STK’lar yapabileceklerinden geri durmamalıdır. Halka hizmetle mükellef Diyanet camiası, mevlit etkinliklerini ülke genelinde yaygın şekilde halka ulaştırmalıdır.
Müslümanlar, Peygamberin hayatını; ilmi, ahlaki, iktisadi ve siyasi boyutlarıyla tetkik ederek yaşadıkları çağın hadiselerini bu birikim ve bilinçle değerlendirmeli; çağın iletişim araç ve imkanlarını kullanarak, iktisadi yolları araştırarak, kendilerine düşmanlık yapanları iyi tanıyarak stratejilerini oluşturmalı ve buna göre hareket edebilmelidir. Vahiy ve Hz. Peygamberin örnekliği, bu hususta gerekli uyarıları yapmaktadır.
Müslümanlar, “hayırlı ümmet” olma inancının ve şuurunun farkında olmalıdır. “Hayırlı ümmet” kendisi ve diğer insanlar için iyilik, adalet, merhamet, paylaşım, güzel ahlak yolunda olmaktır. Müslümanlar, ümmet olmayı (acilen) söylemden öteye taşıyarak bizzat yaşantılarıyla ispat etmelidirler. Aksi halde başını siyonist – evanjelist küresel kötülük şebekesinin yaşattığı, Gazze’deki vahşetin gösterdiği büyük sahipsizlik ve korkunç mezalim gibi nice felaketlerle yüz yüze kalabilir ve ahirette de bu büyük acıların bedeli altında kalabilirler. Müslüman halklar arasında ciddi teşkilatlanmalar, koordinasyonlar sağlanmalı, örgütlü hal olmalıdır. Potansiyel güç, muhakkak kinetik güce dönüştürülmelidir. Her reddiyeye karşı bir çözüm üretmelidir. Boykota karşı boykot, psiko-siber harbe karşı harp uygulamalı, sanata karşı sanat üretmelidir. Bu, Hz. Peygamberin (sav) sünnetidir.
Mevlid-i Nebi vesilesiyle halkımızı salavatlara, ibadet ve dualara, camilerde bulunmaya, evlerde mevlitler vermeye, ilmi araştırmalar ve okumalar yapmaya, sohbetler yapmaya, komşulara ikramlarda bulunma gibi hayırlı amellerde bulunmaya davet ediyoruz.
Mevlid Kandili’nin ve Mevlid-i Nebi Haftasının, Gazze’miz başta olmak üzere İslam âleminin ve insanlığın barışına, huzuruna ve refahına vesile olmasını dileriz.
PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI