بسم الله الرحمن الرحيم
Hamd (Mekke’nin fethine dair) vaadini yerine getiren, kuluna(Peygamberine) yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan, kainatın yegane sahibi, merhametlilerin en merhametlisi olan yüce Allah’a (cc) mahsustur.
Tevhid önderi ve şerefli elçi Hz. Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) salat, O’nun pak ve çilekeş ashabına ve kıyamete kadar onların yolunu sürdüren tevhid erlerine selam olsun.
“Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik” (Fetih-1)
Yüce Rabbimiz, Mekke’yi Kur’an-ı Kerim’de “Emin Belde” diyerek övmüş ve kıyamete kadar tevhid sembolü olan bir şehir kılmıştır. Mekke, yeryüzünün en şerefli insanlarının mücadelesine tanıklık eden, şirk ve zulmün yok olması için canından geçen mü’minlerin kan ve gözyaşlarıyla yoğrulan emeklerin ürünü bir beldedir. Mekke, Allah’ın evine mekânlık eden ve kendisine gelen Allah misafirlerine emniyet sunan bir şehirdir. Mekke, şehirlerin anasıdır.
Yüce Peygamber, “Kum fe enzir” (Kalk ve uyar!) düsturunu Mekke’de kuşanmış, tevhid mücadelesine burada başlamış ve sonsuza kadar sönmeyecek olan İslam meşalesini bu mübarek beldede yakmıştır. Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) ve izzetli ashabı, bu meşale sönmesin ve bütün insanlığı aydınlatacak bir seviyeye ulaşsın diye, bu meşaleyi pak kanlarıyla tutuşturmuşlar. Müslümanlar, hakkın ihyası ve Emin Belde’nin Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail dönemindeki hüviyetine kavuşması için canlarını feda etmiş ve pak kanlarını akıtmışlardır. Müminlerin velisi olan Allah, sabır ve direnişin bu dünyadaki mükafatı olarak muvahhitlere bitmez ve tükenmez Mekke meyvesini ikram etmiştir. Fetih inananları sevince boğmuş ve kıyamete kadar onların yolunda yürüyenler için umudun ve inancın sembolü olmuştur.
Mekke’nin Fethi özünde büyük hikmetler barındıran ve her asırda çıkmaza giren Müslümanların önünü açacak sağlam bir anahtardır. Bu anahtarın en büyük hikmeti, sadece mekânları değil zihin ve gönülleri de İslam’a açma özelliğine sahip olmasıdır
İman erleri de bu vesileyle “Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin…” (Bakara 193) ayetini düstur edinmiş ve birçok beldeleri bu aşk ve şuurla fethetmiş; Allah’ın izniyle kıyamete kadar daha nice şirk ve küfür beldelerini de fethedecek ve oraları ihya edeceklerdir.
Yılbaşı, bahane edilerek tertiplenen eğlenceler, tüketilen içkiler ve gece boyunca yaşanan ahlaksızlar hem gönüllerde hem de beldelerde yeni bir fethe ne kadar ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Batı hayranlığı ve haram düşkünlüğü yılbaşı gecesi bahane edilerek meşrulaşmakta ve günahlar tavan yapmaktadır. Geçen yılın muhasebesi için güzel bir vesileye dönüşebilecek yılbaşı gecesi maalesef haramlarla geçen bir günah gecesine dönmektedir. Bütün bu çirkeflikler, insanlığın yeniden manevi bir fethe ihtiyaç duyduğunun apaçık bir göstergesidir. Bu sebeple hem yılbaşı gecesinde hem de diğer zamanlarda ağır bir sorumluluk kuşanma bilinçli Müslümanlar için hayati bir mesele haline gelmiştir.
El Fettah olan Rabbimizden, kutlu Mekke fethinin hürmetine özelde Müslümanların, genelde tüm insanlığın kalbini hakiki imana açmasını niyaz eder ve fethin tüm dünya mazlumlarının ve mustazaflarının kurtuluşuna vesile olmasını dileriz. 30.12.2021
PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI