بسم الله الرحمن الرحيم
Rızası doğrultusunda bir hayırlı yarışmayı daha gerçekleştirmeyi bizlere nasip eden Yüce Allah’a hamd, pak rasulüne, âline ve ashabına salat ve selam olsun.
Kıymetli kardeşler! En güzel örnek, alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-ü Zişan Efendimiz(sav)’in eşsiz hayatını okumak, anlamak ve onunla hayatlarımıza yön vermek maksadıyla bu yıl 11.sini gerçekleştirdiğimiz Türkiye geneli Siyer Sınavı Yarışması’na katılan ve bir şekilde katkı sunan herkese teşekkür ediyor ve Allah’tan ecrini kat kat vermesini niyaz ediyoruz.
Her ne kadar Siyer Yarışması manevi yönü hakim bir yarışma olsa da her yarışmada olduğu gibi sorular ve cevapları konusunda bir takım itirazlar da olmaktadır. Siyer Yarışması Eğitim Komisyonu olarak, belirtilen süre içinde yarışmadan sonra mail adresimize ulaşan öneri ve itirazlarınız okunup değerlendirilmiş ve yapılan itirazlara yönelik her yıl olduğu gibi aşağıda toplu bir şekilde cevaplar verilmiştir. Ayrıca öneri ve şikayetlerinizin de değerlendirildiğini ve bizler için önemli olduğunu bilmenizi ister, dualarınızı bekleriz.
İTİRAZLAR VE GENEL DEĞERLENDİRME
Kategori A Kitapçığı 45, B Kitapçığı 75. Soru:
Kitapta Medine Vesikası maddeleri verildikten sonra geçen, “Böylece Hz. Muhammed (sav)’in liderliği ve Müslümanların etkin bir güç olduğu, sözleşmeyi onaylayan Yahudiler ve müşrik Araplar tarafından kabul edilmiş oldu. Hz. Muhammed (sav), bu sözleşmeyi Yahudi ve diğer Arap kabilelerine kabul ettirmekle İslam Devleti’ni ilan etmiş, yönetim ve icra yetkisinin Müslümanlarda olması koşuluyla Yahudi ve müşrik Arapları da bu devletin vatandaşlığına katmış oldu.” Bilgileri hakim otoriteyi belirleyen maddenin daha önemli olduğuna işaret etmektedir. Kitapta illa açıkça, “en önemli madde budur” ibaresini aramaya gerek yoktur. Ancak bu, verilenlerden çıkarılabilecek bir sonuçtur.
Anlaşmanın Müslümanlar açısından en önemli maddesi Peygamber Efendimiz (sav)’in otorite kabul edilmesidir. Bu madde Medine’de liderliğin Müslümanlarda olduğunu ve hakim güç haline geldiklerini gösterir. Kaldı ki dinlerini yaşamada serbestlik hakim güç için zaten olması gereken şeydir. Medine’de Müslümanlar dinlerini zaten serbest yaşıyorlardı. Yani Hicretin sebebi Medine’de dinlerinin serbestçe yaşayacaklarını bilmeleriydi. Yani bu durum zaten Medine’ye gelmeden güvence altına alınmış bir durumdur zaten.
Ayrıca “Peygamberimizin hakemliğini kabul etmeleri zaten doğal olandı çünkü zaten Kabe tamirinde hakem tayin edilmişti ve Mekke’de El- Emin olarak ilan edilmişti” demek de doğru değildir. Bu Peygamberlikten önceki bir durumdur ve Peygamberlikten sonra Mekkeliler yaşadıkları meselelerde kendisini hakem tayin etmemişlerdir. Anlaşma metninde geçen hakemlik sosyal bir statü değil siyasi bir statüdür. Siyasi egemenliği ifade eder. İki durum birbirinden çok farklıdır.
- Kategori A Kitapçığı 72, B Kitapçığı 60. Soru:
Paragraftan yola çıkarak 2. Öncülün çıkarılamayacağı söylenmektedir. Soru kökünde “yalnızca bu bilgiye göre” ibaresi olduğunda paragraf dışına çıkmamak ve net olarak cevabın paragrafta yer alması gerekir belki fakat soru kökünde genel olarak “bu bilgiye göre” hangisine varılabilir denilmiş. Paragrafta kardeşlik pratiği anlatılmakta olup 1. ve 2. öncülde geçen ifadeler “pratiğe dökülmüş kardeşlik”ten bahsetmektedir ve genel olarak varılabilecek sonuçlardır. Nitekim birinci öncüle ulaşıp 2. öncüle ulaşamamak doğru olmaz çünkü benzer ifadelerdir. Kardeşliğin olmayışının İslami mücadeleyi zayıflatması sonucu da net olmasa da sahabe örnekliğinin terkedilmesinin doğuracağı sonuç olarak dolaylı düşünülebilir. Bu seçenek elbette daha sağlıklı olabilirdi fakat iptali veya şık değişikliğini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.
- Kategori A Kitapçığı 74/ B Kitapçığı 62. Soru:
Peygamber Efendimiz(sav)in “Mecûsîler’e Ehl-i kitap muamelesi yapınız” dediği rivayet edilir (el-Muvaṭṭaʾ, I, 278);
Kitabi, kitaba bağlı, kitapta yazılı olan, kitaba nisbet edilen, kitabla ilgili olan şey, Semâvî kitaplardan birine tabi olan kimse gibi anlamlar gelir. Kitap mutlak olarak zikredildiği zaman, Allah tarafından indirilen kitap ve Kur’ân’ın ismi kasdedilir. Ehl-i kitap Allah tarafından indirilen kitaba inananlardır.
Bazı alimler -aşağıdaki ayette Ehl-i kitapla zikredilmelerinden ötürü- bunların da asıl dayanakları semavî kitaplar olduğunu söylemişlerdir.
“Şu bir gerçektir ki; iman edenler, Yahudi olanlar, Sâbiîler, Hristiyanlar, Mecûsîler ve Allah’a ortak koşanlar arasında, kıyâmet gününde Allah hükmünü verecektir. Çünkü Allah, her şeye hakkıyla şâhittir.”(Hac, 22/17).
Meşhur olan görüşe göre, Mecusiler biri hayır (Yezdan) diğeri şer ilahı (Ehreman / Ehrümün) olmak üzere iki ilaha inanan bir topluluktur. Müşriklerden farkları, onların taştan yapılan somut heykellere, putlara tapmayı kabul etmemeleridir. Bir de Zerdüşt, “Zendavesta” adında bir kitap yazıp hayatlarını bu kitaba göre tanzim etmelerini sağlamış ve onları putlara tapmaktan menetmiştir. İşte bu iki noktadan dolayı Ehl-i kitaba benzer tarafları olduğu için ayette yer almışlardır.
Nitekim Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Mecusilere ehl-i kitap muamelesi yapın, onlardan cizye almakla yetinin, müşrikler gibi dine girmeye zorlamayın.” (bk. İbn Aşur, İlgili ayetin tefsiri)
Bazı alimlere göre, Mecusiler, Yahudi ve Hıristiyanlık dininden bazı şeyler almış olduğundan Ehl-i kitap kategorisinde zikredilmiştir. (bk. Ebu Suud Efendi, ilgili ayetin tefsiri).
Ayrıca kitapta Ehli Kitap başlığı altında sadece Mecusiler değil Yahudi ve Hristiyanlar da geçmektedir.
Yine, “soruda Ehl-i Kitap muamelesi görenler sorulmuş, sadece Mecusiler olmalı çünkü Yahudi ve Hristiyanlar açık bir şekilde nas ile ehl-i kitaptı zaten” şeklinde bir itiraz da mantıklı görünse de geçerli değildir. Sonuçta kimlere Kitap ehli muamelesi yapılmışsa hepsi kabul edilmelidir. Dolasıyla Yahudi ve Hristiyanları almamak onlara Ehl-i Kitap muamelesi yapılmadığı sonucunu doğurur ki esas itiraz o zaman ortaya çıkar.
- Kategori A Kitapçığı 29 / B Kitapçığı 3.Soru:
Kitapta geçen, “İslam ordusu aldığı yenilgi sonrası Medine’ye dönerken, Ensar kadınlarından Sumeyra binti Kays, şehir dışında onları karşılayanlar arasındaydı. Kendisine eşi, kardeşi, oğlu ve babasının şehid olduğu haberi verildi. Fakat o ısrarla Hz. Muhammed (sav)’in durumunu sordu. Nihayet gözleriyle onun sağ ve selamette olduğunu görünce…” ibareleri Efendimiz(sav)’in hayatta olup olmadığına dair şüphelerin olduğuna açık delildir.
- Kategori A Kitapçığı 34 /, B Kitapçığı 21. Soru:
Kitapta Arabistan’ın doğusunda 5 yer sayıldı diye şıklarda da doğusundaki beş yeri verme zorunluluğu yoktur. Önemli olan verilenlerin doğuda olup olmadığıdır. Doğusunda sadece şunlar var denilmiş olsaydı Bahreyn ve BAE de var diye itiraz edilebilirdi.
- Kategori A Kitapçığı 22 / B Kitapçığı 18. Soru:
“Heyetlerin yoğun biçimde Medine’ye gelip Hz. Muhammed (sav)’le görüşmeleri, İslam’ın birçok bölgede savaş yapılmadan yayılmasını sağladı. Heyetler, geldikleri bölgelerin fethine zemin hazırladılar. Kur’an’da bu durum şöyle anlatılıyor: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” Kitabın 180. Sayfasında geçen bu bilgiler ayetlerin ne üzerine indiğini açıkça ifade etmektedir.
- Kategori A Kitapçığı 25 / B Kitapçığı 49. Soru:
Verilen paragrafta Peygamber Efendimiz(sav), Muaz b. Cebel’den her konuda değil, sorunlu konularda ehil olanlarla istişare etmesini istemektedir. Yoksa hakkında hüküm bulunan açık ve net meselelerde yöneticinin hüküm vermesi için istişare etmesine gerek yoktur.
- Kategori A Kitapçığı 46 / B Kitapçığı 31. Soru:
A seçeneğinde verilen İbare kitapta açıkça geçmektedir.
-Derhal Mekke’ye git. İnsanların kurbanlarını kesecekleri gün Mina’da toplandıklarında, onları bir araya getir ve şunları bildir:
- Kâfirler asla Cennete girmeyeceklerdir.
- Bu seneden sonra hiçbir müşrik hacca gelemeyecek.
- Kâbe çıplak olarak tavaf edilmeyecek.
- Resulullah’la kimin bir anlaşması varsa, süresinin bitimine kadar geçerlidir.
- Kategori A Kitapçığı 16. Soru / B Kitapçığı 70. Soru:
Maide 3 ayetinden Peygamber Efendimiz(sav)’in vefat edeceği çıkarılabilir. Nitekim bu ayetten sonra Hz. Ebubekir bunu anladığı için gözyaşlarına boğulmuştur. Hastalığında bile iyileşme ihtimali vardır ancak bu ayetle vazifesinin bittiği ve vefatının yaklaştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, kitapta da bu ifade geçmektedir. “Bu ayet, Hz. Muhammed (sav)’in bu dünyadan ayrılacağının en önemli habercisiydi.” (s.183)
III. öncüle gelince; kitapta verilen bilgiler doğrultusunda Maide suresi 3. Ayetin, son inen ayet olduğu anlaşılmaktadır ancak yine de kitapta açık bir ifade olmadığı ve normalde de bu konu hakkında farklı görüşler otaya konduğu için B ve E şıklarının her ikisi de doğru kabul edilecektir.
- Kategori A Kitapçığı 25 / B Kitapçığı 49. Soru:
Tarih boyunca sınırların genişlemesi, vergilerin ve gelirlerin artması ekonomik olarak güçlenme sebebidir. Öyle olmasaydı kimse bir yeri almaya çalışmazdı zaten. Elbette alınan bir yere hizmet de götürülecektir ancak genel kaidedir: Fetihlerle elde edilen gelirler, ortaya çıkabilecek giderlerden daha fazladır. İstisnai durumlar olsa bile hüküm genele göre verilir.
- Kategori A Kitapçığı 61 / B Kitapçığı 64. Soru:
Cevap şıkkı E olarak düzeltilmiştir.
- Kategori A Kitapçığı 28. Soru / B Kitapçığı 2. Soru:
Kab b. Eşref Uhud Savaşı’ndan önce öldürülmüştür. Bu bilgi kitapta net olarak geçmektedir. Ancak kitapta Kureyza muhasarası sırasında da adı yanlışlıkla geçmektedir. Muhasara sırasında kavmine önerilerde bulunan Kab b. Esed’tir. İlkin isim böyle geçmektedir ancak daha sonra aynı şahsın konuşması devam ederken Esed yerine Eşref kullanılmıştır.
- Kategori A Kitapçığı 38 / B Kitapçığı 46. Soru:
Fetih yeni yerlerin ele geçirilmesidir. Bedir Savaşı’nda herhangi bir yer alınmamıştır. Bu anlamda ilk fetih Hayber’in Fethi’dir.
- Kategori A Kitapçığı 36 / B Kitapçığı 44. Soru:
Bediüzzaman Said Nursi’nin sözü ile ilgili bu soru kitaptan bağımsız olmayıp önsöz bölümünde geçmektedir.
- Kategori A Kitapçığı 1 / B Kitapçığı 24. Soru:
Peygamber Efendimiz(sav)’in açıktan davette ilk girişimi akrabalarına verdiği yemektir. Verilen ayet ile kitapta geçen ayet konusunda soru kökünde bir farklılık olsa da açıktan davetteki ilk girişim esas alınmalıdır.
- Kategori A Kitapçığı 45 / B Kitapçığı 20. Soru:
Kitapta Medine Vesikası maddeleri verildikten sonra geçen, “Böylece Hz. Muhammed (sav)’in liderliği ve Müslümanların etkin bir güç olduğu, sözleşmeyi onaylayan Yahudiler ve müşrik Araplar tarafından kabul edilmiş oldu. Hz. Muhammed (sav), bu sözleşmeyi Yahudi ve diğer Arap kabilelerine kabul ettirmekle İslam Devleti’ni ilan etmiş, yönetim ve icra yetkisinin Müslümanlarda olması koşuluyla Yahudi ve müşrik Arapları da bu devletin vatandaşlığına katmış oldu.” Bilgileri hakim otoriteyi belirleyen maddenin daha önemli olduğuna işaret etmektedir. Kitapta illa açıkça, “en önemli madde budur” ibaresini aramaya gerek yoktur. Ancak bu, verilenlerden çıkarılabilecek bir sonuçtur.
Anlaşmanın Müslümanlar açısından en önemli maddesi Peygamber Efendimiz (sav)’in otorite kabul edilmesidir. Bu madde Medine’de liderliğin Müslümanlarda olduğunu ve hakim güç haline geldiklerini gösterir. Kaldı ki dinlerini yaşamada serbestlik hakim güç için zaten olması gereken şeydir. Medine’de Müslümanlar dinlerini zaten serbest yaşıyorlardı. Yani Hicretin sebebi Medine’de dinlerinin serbestçe yaşayacaklarını bilmeleriydi. Yani bu durum zaten Medine’ye gelmeden güvence altına alınmış bir durumdur zaten.
Ayrıca “Peygamberimizin hakemliğini kabul etmeleri zaten doğal olandı çünkü zaten Kabe tamirinde hakem tayin edilmişti ve Mekke’de El- Emin olarak ilan edilmişti” demek de doğru değildir. Bu Peygamberlikten önceki bir durumdur ve Peygamberlikten sonra Mekkeliler yaşadıkları meselelerde kendisini hakem tayin etmemişlerdir. Anlaşma metninde geçen hakemlik sosyal bir statü değil siyasi bir statüdür. Siyasi egemenliği ifade eder. İki durum birbirinden çok farklıdır.
- Kategori A Kitapçığı 14 / B Kitapçığı 75. Soru:
Verilen paragrafta Peygamber Efendimiz(sav), Muaz b. Cebel’den her konuda değil, sorunlu konularda ehil olanlarla istişare etmesini istemektedir. Yoksa hakkında hüküm bulunan açık ve net meselelerde yöneticinin hüküm vermesi için istişare etmesine gerek yoktur.
- Kategori A Kitapçığı 57 / B Kitapçığı 32. Soru:
Orucun hangi hallerde bozulup bozulmayacağı konusu fıkıh konusudur. Paragrafta da savaş durumunda Efendimiz(sav)’in orucunu bozması fıkhi bilginin şekillenmesini sağlamaktadır
- Kategori A Kitapçığı 2 / B Kitapçığı 25. Soru:
Sorunun B seçeneğinde verilen ifadenin tümü kitapta geçmiyor. Ancak 8. madde olarak “Arap kabileleri diledikleri tarafla ittifak kurabilecekler.” İfadesi geçmektedir. Diğer kısmını da anlaşmanın bozulma nedenine baktığımızda çıkarmak mümkündür.
- Kategori A Kitapçığı 40. Soru / B Kitapçığı 69. Soru:
Kitapta her ne kadar sehven Hicri 6. yılda gerçekleşen olaylar arasında Hacc’ın farz kılınması verilmişse de Hacc’ın 9. yılda farz kılındığı yaygın olarak bilinen bir bilgi olduğu için A ve C şıklarının her ikisi de doğru olarak kabul edilecektir.
- Kategori A Kitapçığı 31 / B Kitapçığı ise 29. Soru:
Ebu Talip’in Mekke’nin reisi olduğuna dair bir bilgi kitapta geçmemektedir. Sadece Mekke’de sözü dinlenen bir kişi olduğu ifade ediliyor. Abdulmuttalip Mekke’nin reisi idi ancak onun ölümüyle Ebu Talip Mekke’nin reisi olmamış sadece kendi kabilesinin reisi olmuştur.
- Kategori A Kitapçığı 32 / B Kitapçığı ise 30. Soru:
Mute Savaşı Hicri 8. Yılda gerçekleşmiştir. Miladi olarak ise 629 da gerçekleşmiştir. Hicri yıl hesabı ile Miladi yıl hesabı eşit değildir. Öyle olsaydı hicret 622 yılında olduğuna göre biz şu anda 2022-622: 1400 yılında olmalıydık. Oysa biz şu anda Hicri 1443. Yıldayız. Soruda miladi yıl değil Hicri yıl sorulmuştur.
- Kategori A Kitapçığı 16 / B Kitapçığı ise 49. Soru:
Kitabın 100. Sayfasında Taif’in fethedilemediği ancak sonradan kendilerinin gelip Müslüman olduğu geçmektedir.
- Kategori A Kitapçığı 54 / B Kitapçığı ise 45. Soru:
Kitabın 27. Sayfasında müşriklerin ahirete inanmadıkları net olarak ifade edilmiştir.
- Kategori A kitapçığı 11 / B Kitapçığı 23. Soru:
Yukarıda verilen savaşların kaç tanesini Peygamber Efendimiz komuta etmiştir sorusunda Tebük Seferi yukarıdaki savaşlardan biri olarak verilmiştir. Her ne kadar sefer ve savaş aynı şey değilse de soruda yukardakilerin genelinin sorulduğu anlaşılmalıdır.
21.02.2022
Peygamber Sevdalıları Vakfı
Yarışma Komisyonu