بسم الله الرحمن الرحيم

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a (Celle Celaluhu) mahsustur. Salât ve selam, âlemlere rahmet olarak gönderilen, hidayet rehberimiz, her iki cihan serveri Peygamber Efendimizin üzerine olsun.

 Bir Ramazan Bayramı’na daha ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bir aylık oruçtan sonra, müminlerin bir mükâfat olarak bayram yapmaları en doğal haklarıdır. Ramazan ayı boyunca; yemeyi içmeyi bırakarak maddi yönüyle arınmayı, Kur’an okuyarak, teravih namazı kılarak, tövbe ve istiğfar ile manevi yönüyle de donanmayı amaçlayan müminlerin, bayram sevincini yaşadıkları ve manevi bir ödül olarak birbirlerini tebrik ettikleri bir sürece girdik.

Kırgınlıkların ve küskünlüklerin bayram atmosferi içerisinde terk edilerek, helalleşmenin ve barışmanın bu manevi atmosfer içerisinde gerçekleşmesi ise bayramı, bayram yapan en güzel özelliklerindendir. Karşılıklı sevgi ve saygının mümince ortaya konulduğu bu süreçte, ziyaretleşme ve hal hatır sorma âlicenaplığı, bayramın ayrı bir zarifliği olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslam beldelerinin, bilinçli ve sistematik bir şekilde, kaos ve saldırıya maruz bırakıldığı bu karanlık asırda; ümit yine İslam’ın tevhid bilincindedir. Kurtuluş ve izzetli bir şekilde ayağa kalkmak ise Kur’ani bir şuur ile olacaktır. Ramazan orucuyla manevi olarak donanmış muvahhidlerin ortaya koyacakları mücadele azimleri, bu ümmetin çocuklarının uyuşukluğunu ortadan kaldıracaktır. Bayram havasıyla canlanan bir toplumun fertleri gibi bütün müminler de tevhidi bir şuur ile kıyama kalkacaklardır.

Başta Kudüs ve Mescidi Aksa olmak üzere, işgal altındaki bütün İslam beldeleri ve buralarda yaşayan mazlum Müslümanların; çileleri, açlıkları, muhaceratları ve şehadetleri bayramlarımızın tadını kaçırmaktadır. İslam beldelerini idare edenlerin basiretsizlikleri, sorumsuzlukları, korkaklıkları ve mazlum Müslüman halklara sırtlarını dönmeleri acımızı büyütmektedir. Sözde idarecilerin bu umursamaz tutumları sorunlarımızı derinleştirmekte, küfrün necis ellerini üzerimizde etkili kılmakta ve projelerini üzerimizde gerçekleştirme zemini sunmaktadır.

Ümmetin izzetli evlatları her dönemde olduğu gibi; bugün de küfrün necis ellerini kökünden kesmeye, alçakça projelerini etkisiz hale getirmeye her zamanınkinden daha fazla kararlıdırlar. Müminlerin bu onurlu kararlılıkları karşısında, küfür cephesi saldırılarını artırmakta ve kendi sonunu hızlandırmaktadır. Müminler, bayram coşkusunun verdiği şuurla; kardeşliği yeniden tesis ederek, Ensar ve Muhacir birlikteliği gibi bir imani bilinçle karanlık mihrakları içimizden söküp atacaklardır.

Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak, ümmetin kurtuluşunun İslam’ın hak çizgisinde olduğunu biliyoruz. Bu kutlu çizginin; Ramazan orucuyla, Kur’ani tefekkürle ve bayram bilinciyle beslenip büyütülmesi esas gayemizdir. Oruç ile manevi olarak donandığımız, Kur’an mukabeleleriyle şuurlandığımız ve bayram güzelliğiyle birlikteliğimizi taçlandırdığımız bu süreçte ümmetin imani uyanışının daimi olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.

Ramazan Bayramı vesilesiyle, küskünlüklerin ortadan kaldırılması, karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştirilerek toplumun tüm kesimlerinin sevinçli bir şekilde kaynaşması en büyük arzumuzdur. Yardımlaşma ve infaklarla ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının karşılanması, yetim ve öksüzlerin yüzlerinin gülmesine vesile olunması bu bayramı çok daha anlamlı kılacaktır.

İslam Ümmeti’nin Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, bayramın huzur, güven ve kardeşliğimizin tesisine yeniden vesile olmasını, nice hayırlı bayramlar geçirmeyi Yüce Mevla’mızdan niyaz ederiz.

PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI