بسم الله الرحمن الرحيم
Şirk, zulüm ve vahşetin hâkim olduğu ve insanlığın kurtuluşu hasretle beklediği bir çağda, Hz. Muhammed Mustafa’yı (aleyhisselatu ve’s-selam) kurtuluş rehberi olarak gönderen Yüce Allah’a (Celle Celaluhu) hamd-u senalar olsun. Rahmet elçisi olarak gönderilen, âlemlere merhamet ve nur olup yağan, zulümatı dağıtıp mazlumlara necat olan Hz. Muhammed Mustafa’ya (aleyhisselatu ve’s-selam), Ehl-i Beytine ve Ashabına salât ve selam olsun.
Yine Kutlu Nebi’nin doğumunu müjdeleyen Rebiulevvel ayındayız. Bu müjde sadece insanlığın değil, tüm kâinatın hasretle beklediği bir müjdeydi. Bir bahar ayında gelen bu müjde; karanlık gecelerin sonrasındaki sabahı ve zulüm dolu kışlardan sonraki baharı içinde barındırıyordu. Bu, rahmet ve kurtuluş tohumunun toprakla buluşmasıydı. Kutlu bir baharla birlikte yeşermeye başladı ve insanlık için iman, ahlak, adalet ve saadet vesilesi oldu.
İşte bu iman ve kurtuluş tohumunu yüreklere eken Kutlu Nebi’ydi. Bu tohumu çorak topraklar gibi yüreklere ekmek için nice cefa, eza ve sıkıntılar çekti, ancak sabır, sebat ve büyük bir cehdle nice çorak yüreklere ab-ı hayat oldu, nice mazlum yüreklere cesaret oldu ve nice mahrum yüreklere saadet oldu.
Ancak bu Kutlu Elçi’ye yüreklerini kapatan bedbahtlar da oldu; kendi kavminden ve hatta kendi akrabalarından olan bedbahtlar… Nice yabancı toplumlardan bahtiyarlar bu iman tohumunu yüreklerine ekip aziz olurken, nice yakın insanlar bu saadet tohumundan yüreklerini mahrum bırakıp zelil oldular. Bu akıbet bugün de aynen devam etmektedir. Bugün de hangi ırk, meşrep veya toplumdan olursa olsun, her kim Kutlu Nebi’nin bıraktığı miras olan bu iman tohumunu yüreğine ekerse aziz olmakta, inat edenler ise zillete duçar olmaktadır.
Elbette ki bu iman tohumunu yüreklere eken Kutlu Nebi de, O’na tabi olan bahtiyarlar da bu iman tohumunu muhafaza edebilmek için çok bedeller ödediler. Bu tohumu çürütmek, yürekleri kendilerine köle yapmak isteyen güç ve ideolojiler her daim var oldu. Ama yüreğindeki imanın lezzetini alan mü’minler, esarete direnip bu lezzeti dünyanın hiçbir lezzetine feda etmediler. Bu lezzeti tatmayan bedbahtlar bunu idrak etmekten mahrum olsa da, her ne pahasına olursa olsun, imanlı yürekler miras-ı Resul olan iman davasını sürdürmeye devam edecektir.
Ne mutlu Kurtuluş Rehberi olan Allah Resulüne tabi olanlara!
Ne mutlu bu iman tohumunu yüreğine ekenlere!
Ve ne mutlu bu iman tohumunu besleyen, büyüten ve yüce bir davaya dönüştürenlere…
7 Ekim Cuma gününü Cumartesi’ye bağlayan gece, insanlığa kurtuluş ve rahmet peygamberi olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (aleyhisselatu ve’s-selam) âleme teşrifinin yıl dönümü olan Mevlid Kandilini idrak edeceğiz. Mevlid kandilinin, insanoğlu için yeniden kurtuluş ve rahmete vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederken, tüm halkımızı Mevlid Kandilini camilerde ihya etmeye davet ediyoruz.
PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI