Hamd ve sena; âlemlerin Rabbi olan, zamanı hesaplayabilmemiz için ayı ve güneşi yaratan Allah’a (celle celâluhu) mahsustur. Salat ve selam; Önderimiz ve Rehberimiz Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi vesellem), ehl-i beytine, güzide ashabına ve O’nun kutlu yolunu takip edenlerin üzerine olsun!

 “Allah’ım! Receb ve Şâban’ı bize mübarek eyle! Bizi Ramazan’a kavuştur!” (Taberânî, Evsat, IV, 189)

Ömür sermayesinden bir yılı daha geride bırakırken Üç Aylar’ın gölgesi de üzerimize düştü. Huzur, heyecan ve mutluluk sardı bizi. Bizi bu nimete ulaştırdığı için Rabbimize gönülden şükrediyoruz. Çünkü Üç Aylar; maneviyatın dirilişi, rahmet ve merhamet mevsimidir.

Üç Aylar; içinde binbir güzellik ve hayırlar barındıran mübarek gecelerle doludur. Üç Aylar’ın ilki olan Recep ayının ilk cuması ‘’kendisine rağbet edilen, bol sevap’’ gecesi ile Regaib Gecesi bizi karşılar.

Yine Recep ayının 27. gecesiyle Rabbimize yöneliriz, Miraç Kandili’yle ellerimizi semaya yükseltiriz. ‘’Sonra yaklaştıkça yaklaştı’’ (Necm-8) ayetiyle, istikametimizi Sidretü’l Münteha’ya yönelterek kurtuluş ümidiyle rükû ve secdelere gideriz.

Üç Aylar’ın ikinci ayı olan Şaban ayının 14. gününü 15. güne bağlayan Beraat Gecesi’yle beraatimizi alıp dünyevi yük, yükümlülük ve bağlardan kopup sadece O’na ibadet etmenin huzurunu yaşarız.  

Ve on bir ayın sultanı Ramazan ayı… İçinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni içinde barındıran Ramazan ayı… Ne büyük bir ikram ve şeref… Bayram ile sonlanan müstesna bir zaman dilimidir Üç Aylar.

Gönlümüzün ve zihnimizin günahlarla kirlendiğinin farkındayız. Hırs, dünya sevgisi, kıskançlık ve tamahkârlığın da maneviyatımıza zarar verdiğini, kardeşlik ve ihlasımızın yara aldığının da farkındayız. Artık durulanma vaktinin geldiğini hatta bunun ihtiyaca dönüştüğünü görmekteyiz. Lisanı hal ile Allah’tan (celle celâluhu) gelen her türlü lütfa talip olduğumuzun şuurundayız.

Rabbimiz, bizi Üç Aylar’a ulaştırdı. Büyük bir coşku, heyecan ve sevgiyle Üç Ayları karşılıyoruz. Üç Aylar’da Peygamber Efendimizin dua ettiği gibi dilimizi bu dua ile ıslatıyoruz:

“Allah’ım! Recep ve Şabanı bize bereketli kıl. Bizi Ramazana ulaştır!’’ (Taberani, el-Mu’cemü’l-evsat,4,189)

Sadece duamızla değil, Üç Aylar’da yapılması gerekenleri de Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizden öğrenerek kendimize yol haritası belirliyor ve ona göre programımızı çiziyoruz. Herkesin kendi durumuna uygun ibadet, zikir, vird, kıraat, tövbe ve istiğfar gibi Allah’a yaklaştıracak ibadetlerle dolu bir program içerisine ailece girmesini dileriz.

Bu müthiş mevsimin maneviyatından hissedar olmak için ahlakımızı, ibadetlerimizi, kalbimizi ve niyetimizi; ihlas, ihsan ve takva ölçüsüne getirmeliyiz. Bu rahmet ikliminde niyetlerimizi ihlas ile kuvvetlendirip, hayatımızı ihsan mertebesinde yaşayıp, iş ve davranışlarımıza takva elbisesi giydirip irfan ile kuşanmalıyız.

Hayatın hızlı aktığı, gündemin sürekli değiştiği; dünyadaki Müslümanların sıkıntılarının ve uğradıkları zulmün katlanarak arttığı böyle bir zamanda Üç Aylar’ı, bir dua fırsatına çevirip gece ve gündüzlere bir yakarış elbisesi giydirmeliyiz. Başka zamanda yapamadığımız kadar hayır işlerinde yarışmalıyız.

Bu münasebetle Müslümanların Üç Aylar’ını tebrik eder, Üç Aylar’ın tüm İslam ümmetine hayır ve bereket getirmesini temenni edip İslam âlemine yeni bir uyanışa, dirilişe vesile olmasını rahmet ve merhamet sahibi Rabbimizden dileriz.

PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI