Elhamdülillahi Rabbil-âlemin. Vessalâtu vesselâmu alâ Rasûlinâ Muhammed’in ve alâ âlihî ve sahbihî ecmain.

“Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir Suresi)

Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bu mübarek gece ile ilgili olarak, “Kadir Gecesi’ni, fazilet ve kutsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçiren kimsenin -kul hakkı hariç- geçmiş günahları bağışlanır.” (Müslim, Müsâfirîn, 175) diye buyurmuş ve bu gece, “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” şeklinde dua etmemizi tavsiye etmiştir.

Unutulmamalıdır ki, idrak edeceğimiz bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini kıymetli kılan unsur, insanlığa rehber olarak gönderilmiş olan Kur’an-ı Azîmüşşân’dır. Yüce Kitabımız hem dünya hem de ahiret saadetinin temini için tüm insanlığa gönderilmiştir. Ancak Kur’an-ı Kerîm’in ortaya koyduğu prensiplere sarıldığımızda felaha ermek mümkün olacaktır. Onun bildirdiği ilke ve değerlerden uzaklaşıldığında ise huzura erme imkânı yoktur.

Rabbimizin bizlere rahmet olarak gönderdiği Kur’an’dan istifade etmemizin en etkili yolu, Kur’an’ın en büyük tefsiri ve yaşanmış örneği olan sahih sünneti hayat tarzımızın belirleyici unsuru hâline getirerek hayatımız boyunca onu okumak, okuduğumuzu anlamak ve anladığımızı da hayatın her alanında yaşama azminde olmaktır. Kur’an hem gönüllerimize şifadır hem de sorunlarımızın çözümü için reçetedir.

Peygamber Sevdalıları olarak önce kendi nefsimize sonra da siz kıymetli kardeşlerimize birtakım tavsiyelerde bulunmayı kendimize borç biliriz. Unutulmasın ki “Din nasihattır.”

Öncelikle farz ibadetlerimize azami dikkat edelim. Dikkatli isek bu ibadetlerimizin kalitesini arttıralım. Bunun yanı sıra nafile ibadetlerimizi de arttıralım.

Kur’an okuma amelimiz, sadece Ramazan ayına mahsus bir amel olarak kalmamalıdır. Onu okuyup anlamayı ve yaşamayı bütün bir yıla yaymalıyız. Kur’an her adımımızda hayat kitabımız olmalıdır.

Sonra mazlum ve muhtaçlar… Onlar için de elimizden gelen her şeyi yapmalı, yardım kuruluşlarına yardımlarımızı artırmalıyız. Biz infak ve sadakalarımızı artırdıkça, hayatımızdaki bereket de artacaktır.

Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar için dua etmeyi ihmal etmemeliyiz., Maddi manevi destek sağlamayı ihmal edip “Ben ne yapabilirim ki?” dememeliyiz. 2 milyar Müslüman ve bir o kadar da vicdanlı gayrimüslim; “Bir birey olarak ben ne yapabilirim ki?” demek yerine “Acaba ben ne yapabilirim?” demeye başlarsa dünya çok daha yaşanılır bir yer olur.

Hem geleceğimiz olan çocuklarımızın geleceği için hem de yakınımızda bulunan çocukların eğitimi ve güzel bir ahlak edinmeleri için elimizden geleni yapmalıyız.

Gazze’yi, Kudüs’ü ve Filistin halkını maddi manevi yardımlarımızla desteklemeli, dualarımızda unutmamalıyız. Dualarımız bizim için en büyük güçtür. Dilimizden tesbihat, zikir; ağzımızdan dualarımız eksik olmamalı. Zalimin zulmünden en kısa zamanda kurtulmaları için, Müslümanlara birlik beraberlik içerisinde hareket ederek zalimlere karşı zafer kazanmayı nasip etmesi için Rabbimize el açalım.

Kadir Gecemizi tebrik eder, nice böyle güzel gecelere ulaşmamızı Yüce Rabbimizden niyaz ederiz.

   Peygamber Sevdalıları Vakfı