بسم الله الرحمن الرحيم
Hamd ve şükür ancak azameti ve rahmeti sonsuz, Kahhar ve Ğafur olan Allah’adır. (Celle Celâluhu) İnsanlığa dünya ve ahiret yurdunun huzur ve kurtuluş reçetesiyle gelen, Müslümanların önderi, aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e salat ve selam ederiz.
İslam’ın öncülük ettiği vakıf kültürü, İslam medeniyetinin insanlığın tarih yolculuğunda, iftihar örneklerinden olmaya devam etmektedir. Kur’an’ın, “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92) gibi ayetlerin yanında Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem), “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” (Buhârî), gibi nice hadisleri Müslümanlar için vakıf anlayışına kaynaklık eder.
Buradan hareketle İslam, insanlığın önüne “iyi insan modeli” çıkarmaktadır. İslam’ın insan modelindeki insan; dünyada varlık gayesinin zevkçilik olmadığının, imkânları ölçüsünde umut kervanında iyilik yolculuğunda pay sahibi olması gerektiğinin, çalışıp üretmenin şart olduğunun ama maddiyatın kölesi olmaması gerektiğinin bilincindedir.
Küreselleşen dünyada yaygınlaşan zevkçilik, sekülerizm, menfaatçilik-pragmatizm gibi akımlar; insanlığın dünyada huzurdan yoksunlaşmasına, çekişmelerin artmasına, iyiliklerin hor görülmesine ve kötülüklerin çoğalmasına hizmet etmektedir. Bu durum karşımıza, “maddeci, dünyacı insan tipi”ni çıkarmaktadır. Oysa dünyanın ahiretin tarlası olduğunun farkında olan insanlar; her alanda olduğu gibi iktisadi alanda da “aldatan bizden değildir” inancıyla davranır. Yola azıksız çıkanın ahirinin berbat olacağını bilir.
İslam; insanlar arasında yardımlaşma, dayanışma ve sosyal adaleti savunur. Bunun için; hedeflenen insan modeline öncelik verilmesi, değerler eğitimine ağırlık verilmesi ve pratik uygulaması, devlet yönetiminin bu alanı ihmal etmemesi, insanları kötülüklere veya bencilliğe sürükleyen araçların önlenmesi, iyiliklerin özendirilmesi ve değerli olanın değerlenmesine destek olunması gerekmektedir. Aksi halde bencil, gamsız, ailesine ve toplumuna lakayt ve zarar veren bir nesil ve kitle gerçekliğini artarak yaşayacağız. Ailevi ve toplumsal sorunları artmış bir gerçeklikle psikolojik-sosyolojik buhranlı bir aile ve toplum süreci içinde olacağız.
Dürüst ve bilinçli Müslüman, ‘merhametli, hayırlı insan’ olur. Vakıflar dünden günümüze bu ‘merhametli, hayırlı insan’ların bir göstergesidir. Bu bağlamda vakıflar, İslam’ın “iyi insan modeli”nin somutlaşmış örneklerindendir. Hülasa; Allah, “iyilik ve (yasaklardan, kötülüklerden) sakınma üzerinde yardımlaşın…” (Maide, 2.) diye emreder. Bu manada İslam ancak iyilikleri gösterir, kötülükten sakındırır. Vakıf kültürü de sergilenmesi gereken merhametin, iyiliğin ete kemiğe bürünmesidir.
Kitle iletişim ve etkileşim araçları ile yaygınlaşan, böyle olmasını isteyen odakların türettiği tatminsiz dünya çıkmazının dünyacılığı karşısında ‘makul’ gerçeklik, gereklilik, üreten-veren el olup cimrilik etmeyen iktisadi anlayış; insanlığın akıbeti için zorunluluktur. Bu vesileyle; 8-14 Mayıs günlerinde idrak edilen “Vakıflar Haftası”nı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.
Peygamber Sevdalıları Vakfı