بسم الله الرحمن الرحيم
Hamd; sonsuz izzet ve ikram sahibi, bizlere sayısız nimetler bahşeden Rabbimiz olan Allah’a (celle celâluh) mahsustur. Salat ve selam; dertlere deva, gönüllere şifa olan Efendimiz Hz. Muhammed’e (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) pâk ehl-i beytine, seçkin ashabına ve O’nun yolunu kıyamete kadar takip eden aziz İslam evlatlarının üzerine olsun.
“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (Ahzab-56)
Cenâb-ı Hakk, Kur’an-ı Kerîm’de Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) yüce bir ahlaka sahip olduğunu buyurmuş; kendi ismini, O’nun ismiyle birlikte zikretmiş ve mü’min bir kul olmayı, O’nun nübüvvetine iman şartına bağlamıştır.
(Resulüm) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmran- 31)
Yerde ve gökte olan her şeyin tek sahibi olan Allah’ın sevgisine ve affına nail olmanın yolu, Allah’ın sevdiğini sevmekten geçer. Hz. Peygamberi sevmek; beşerî bir insanı sevmenin ötesinde, imanî bir bağlılıktır. O’nun sevgisi; dünya ve ahiretimize yön veren bir sevgidir.
İnsanların, muhabbetlerini ifade etme yöntemlerinden biri de sevdiği kişinin ismini sık sık zikretmesidir.
Resul-i Ekrem Efendimizi sevmenin ölçütlerinden biri de O’na çokça salat ve selâm getirmektir. Zira seven kişi, sevdiğini dilinden ve gönlünden hiç düşürmez. Müminler; O’nu her fırsatta anmalı, her fırsatta “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Allahümme salli alâ Muhammed’in ve alâ âli Muhammed” yahut “sallallahu aleyhi ve sellem” diyerek sevdasını naçiz kelimelere dökmelidir. Böylelikle En Sevgiliyi anan diller ve kalpler, mutmain bir hal alır.
“Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat okuyandır.” (Tirmizi) hadis-i şerifinden, Efendimize yakınlaşmanın bir yolunun da O’na salavat getirmekle mümkün olduğunu öğrenmekteyiz. Bu hadis-i şerif, müminlere bir müjde niteliğinde olup O’na yakınlaşmanın yolunu da göstermektedir.
“Kim bana bir defa salât getirirse Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder. On derece yükseltir.” (Nesei) hadis-i şerifi Hz. Peygamber’e bir salât getiren her mümin için, Cenâb-ı Hakk’ın on defa merhamet edeceği müjdesine ilâveten, o kimsenin on günahının bağışlanacağı, bununla beraber manevi mertebesinin on derece daha yükseltileceği anlamlarını da barındırmaktadır.
Salgın hastalığın insanlığı sıkıp sarmaladığı bu günlerde insanlığa şifa olacak peygamber sevdasını; salavatlarla dillerde ve gönüllerde zikredilmesini sadra şifa olarak görmekteyiz.
“Üzerime Salâvat-ı Şerife getiren kimseleri melekler rahmetle anar, meleklerin rahmetle andıkları kimseyi Allah (celle celalûh) affeder. Allah’ın affettiği kimse için bütün varlıklar rahmet okurlar.”
Yerlerde ve göklerde ismi övülen ve anılan Sevgili Efendimizi her andığımızda, gökteki meleklerin bizler için mağfiret dileyerek günahlarımızın affedilmesi için Allah’a yalvardıklarının bilincinde olmalıyız.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizi anmak, O’na olan sevgi ve bağlılığımızı pekiştirmek için her yıl bir dizi etkinlileri tertip etmekteyiz. Bu etkinliklerimizden biri de Salavat Seferberliği’dir.
Bu münasebetle bu kutlu yolda her yıl olduğu gibi bu yıl da “Her Güne Binler Salâvat” diyerek Salavat Seferberliğini başlatmış bulunmaktayız. Mart ve Nisan aylarında salavat-ı şeriflere ağırlık vermekle beraber, ömür boyu devam edecek bu seferberliğe küçükten büyüğe bütün Peygamber Sevdalısı kardeşlerimizi, Hz. Peygambere olan muhabbetlerini gönülleri ve dilleriyle ilan edip zaman ve mekân sınırlaması olmadan Salavat Seferberliğine katılmalarını bekliyoruz. 01.03.2021
PEYGAMBER SEVDALILARI VAKFI